Kirli Oyun: 1978 Dünya Kupası

Şike, teşvik, siyaset, mafya ve zaman zaman bu güzel oyunu kirleten diğer bütün her şeyi keşke bir anda futbolun içinden silip atabilsek ama ne mümkün…



1978’de Arjantin’de organize edilen Dünya Kupası, işte bütün bu olumsuz etmenlerin bir araya geldiği bir turnuva olarak hafızalara kazındı. En azından bu yönde iddiaların ardı arkası kesilmedi diyebiliriz... Bir başka yazıda değinmek üzere Arjantin milli takımının tarihi performansına bir yana bırakalım ancak burada belirtmekte fayda var ki 1978’e kadar Dünya Kupası organizasyonlarda Arjantin milli takımı pek de başarılı bir görüntü çizememişti.

1966 yılında İngiltere'de, turnuvanın 1978’de Arjantin’de oynanmasına karar verilmişti. Turnuva logosu ise Arjantin’in simge isimlerinden Juan Peron’un halkı selamlama fotoğrafından esinlenerek yapılmıştı. Juan Peron halk arasında özellikle işçi sınıf nezdinde popüler bir figürdü ki ikinci eşi en az onun kadar belki ondan bile popüler olan Eva Perondu1.

Öte yandan hesapta olmayan bir şey oldu ve 1974 yılında askeri cunta Arjantin’de yönetimi ele geçirdi. Ülkede birçok şeyi değiştirmekle beraber her ne kadar dünya kupası logosunu da geçmiş dönemlerin izini silmek adına değiştirmek isteseler de bunda başarılı olamadılar. Zira reklamlar ve logolu ürünler çoktan dünya pazarına yayılmıştı.



Muhaliflere karşı büyük bir baskı ortamı oluşturan, binlerce muhalifin ölümüne, sakat kalmasına neden olan Jorge Rafael Videla yönetimine dünya kamuoyundan da tepkiler gelmeye başlamıştı. Bazı ülkelerde, turnucvanın ev sahibinin değişmesi gerektiği yönünde bir tepkiler dillendirilmeye başlanmıştı. Özellikle önceki turnuvanın finalisti ve bu turnuvanın da favorisi Hollanda’da, turnuvanın protesto edilmesi gerektiği yönünde bir gündem ağır basıyordu. Hollanda iç siyasetinde önemli bir konu haline gelen bu sorun hakkında çeşitli gruplar organize olarak hükümeti, kupaya katılmama kararı alması yönünde baskı altına almaya çalışıyorlardı. Öte yandan Hollandalılar yıllar sonra Bosna’da yapacakları gibi kafalarını başka bir yöne çevirmişlerdi. Ancak başka bir yöne bakmayan bir kişi vardı, önceki turnuvanın yıldızı ve o yıllarda dünyanın en iyilerinden biri olan Johan Cruyff… Cruyff 1978 Dünya Kupası’na katılmayacağını açıklamıştı. Her ne kadar yıllar sonra verdiği kararın faşist Videla yönetimi ile alakası olmadığını kişisel/ailevi nedenleri olduğunu söylese de o yıllarda herkes bu kararı siyaset ile ilişkilendirmişti…

Futbola ve turnuvaya dönelim. O turnuvaya Avrupa’dan 10 Takım (İtalya, Macaristan, Hollanda, Polonya, İskoçya, İspanya, İsveç, Almanya, Fransa, Avusturya), Asya, Afrika ve Kuzey Amerika’dan birer takım (İran, Meksika, Tunus) ve Güney Amerika’dan 3 Takım (Arjantin, Brezilya, Peru) olmak üzere toplam 16 Takım katılmıştı.

Turnuva kuralları gereği ilk aşamada, 4’er takımdan oluşan 4 grup oluşuyor ve bu gruplarda ilk iki sırayı alan takımlar ikinci grup aşamasına geçiyordu. Oluşan iki grupta tek maç şeklinde oynanan maçlar sonucunda grup liderleri şampiyonluk, grup ikincileri ise üçüncülük maçı oynamaya hak kazanıyordu.

İlk grup maçları tamamlandıktan sonra ikinci grup aşamasına geçmeye hak kazanan Almanya, İtalya, Avusturya ve Hollanda A grubunu, Arjantin, Polonya, Brezilya ve Peru ise B grubunu oluşturmuştu.

B grubunda Arjantin ilk maçında Polonya’yı 2-0 ile geçiyordu. İlginç olan ise maç 1-0 devam ederken Polonya’nın golünü çizgi üzerinde elle keserek penaltıya sebebiyet veren takımın yıldızı Kempes oyundan atılmıyor ve oyuna devam ediyordu.2 İkinci maçta ise Arjantin – Brezilya ile 0-0 berabere kalıyordu. Bu sonuçlardan sonra B grubunda son maçlar öncesi ilginç bir puan durumu oluşmuştu. Genel averajın esas alınacağı grupta Arjantin son maçı olan Peru maçında en az 4 fark atarsa finale ulaşma hakkına sahip olacaktı.



Ve Arjantin - Peru maçı 6-0 sonuçlanmıştı. Bugün bile tartışılan maç şikeli bir maç mıydı? Takdir sizin. Ancak bazı noktalar akılara soru işareti getirmenin ne derece doğru olduğunu gösterir nitelikteydi. Öncelikle tüm turnuva boyunca Arjantin maçlarını rakiplerinden sonra oynamıştı ve bu maça da rakiplerinin aldığı skorları bilme avantajı ile çıkmışlardı. Bunun yanında, o yıllarda Peru’nun başında da bir diktatör vardı ve her iki liderin de ABD ile yakın ilişkide olduğu söylenegeliyordu. Öte yandan daha da ilginç olanı Peru kalecisi Ramón Quiroga Arjantin doğumluydu. Maçın gollerini izleyecek olursanız özellikle iki golde ilginç aksiyonlarına da tanıklık edebilirsiniz. Sonuçta olan oluyor birileri şike iddiasındayken diğerleri şikeyi reddediyordu ama neticede Arjantin finale yükseliyordu.

Diğer tarafta A grubunu lider bitiren Hollanda da finalde Arjantin’in rakibi oluyordu. Hollanda’yı bekleyen ve iç siyasete dahi konu olan tartışmalar peydah olmuştu.3 Çünkü kazanan takımın kupayı FIFA başkanı yerine Arjantin lideri ve binlerce kişinin ölümünden sorumlu diktatör Vileda’nın elinden alacağı konuşuluyordu. Bu Vileda’yı ve yaptıklarını meşru kılmak anlamına gelir miydi?

Maç oynandı ve 3-1 Arjantin kazanarak ve kupayı da devlet başkanlarının elinden alarak, tarihlerine ilk dünya şampiyonluğunu yazdırdı. Hollanda takımı hem ikincilik ödülü için seremoniye katılmadı hem de sonrasında her iki takım ve yetkililer için hazırlanan eğlenceye de katılmayı reddetti.

Elbette yalnızca bir yazıya sığmayacak kadar fazla hikaye içeren bir kupaydı bu… Ancak akıllarda bazı sorular bırakmadı da değil;

  • Hollanda takımı final maçını kazansaydı, oyuncular sıkıntısız bir şekilde Arjantin’den ayrılabilirler miydi?
  • Bütün bu yaşananlar bir yana Kempes başta olmak üzere çok iyi oyunculara sahip olan Arjantin dış etmenler devreye girmeseydi de kupaya uzanabilir miydi?
  • Cruyff, gerçekten turnuvaya ailesi konusunda kendisini tedirgin hissettiği için mi katılmamıştı yoksa siyasal sebepleri de var mıydı? Öte yandan kendini tedirgin hissetmesine neden olan evinin silahlı kişilerce basılması ve kendisinin ve ailesinin alıkonulması olayının bu turnuva ile ilgisi var mıydı?
  • Peki, Cruyff takım ile gelse Hollanda kupayı Arjantin’in elinden alabilir miydi?
  • 1986’da kupayı kazanan Arjantin’de sevinci katlayan etmenlerden biri de tüm halkın kendini daha rahat hissettiği, daha çok hak edilmiş bir kupaya uzanmış olmanın vicdan rahatlığı mıydı?

Kesin olan bir şey var ise o da; “Futbolun hiçbir zaman sadece futbol olmadığıydı”…

 

Dipnotlar

1 Eva Peron hakkında iyi bir izleme olabilir;    https://www.imdb.com/title/tt0116250/

2Maçın özet görüntüleri ve penaltı pozisyonu için; https://www.youtube.com/watch?v=Vv7PX_dxw_g

3Konuyu özellikle Hollanda yönünden ele alan güzel bir belgesel; https://www.youtube.com/watch?v=2c4cio8CLPo&t=2508s

 

Diğer Okuma:

(1)https://tr.sputniknews.com/spor/201803151032649531-peru-nun-milli-yildizi-anlatti-arjantin-dunya-kupasinda-perulu-futbolculari-satin-aldi/

(2)https://www.dailymail.co.uk/sport/football/article-2098970/Argentina-cheated-World-Cup-1978-says-Peru-senator.html

(3)https://www.vice.com/en/article/435qzn/the-world-cup-match-that-spawned-a-decades-old-conspiracy-theory

(4)https://www.theguardian.com/football/in-bed-with-maradona/2017/jul/05/1978-world-cup-argentina-political-protest-goalposts

(5)http://www.espn.com/espn/feature/story/_/id/11036214/while-world-watched-world-cup-brings-back-memories-argentina-dirty-war

(6) https://www.esquire.com/uk/culture/a21454856/argentina-1978-world-cup/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilet Transferi Üzerine Bir Fikir

Une Equipe, Une Famille, Une Herrera!

Trabzonspor'un Mali Durumu Üzerine