Trabzonspor - Yeni Malatyaspor Maçı: Üçlü Gerçekten Güçlü mü?

Başlıktaki berbat kelime oyunu için özür dileyerek başlayayım.

Futbolda, herhangi bir pozisyonun veya maçın sonucunun, büyük demeyelim ama popüler olan takım üzerinden okunması adetten hale gelmiş. Kazanmış ise “onlar kazanmıştır” ancak kaybettikleri zaman ise “rakip takım kazandı” şeklinde verilmez haber, “popüler takım kaybetmiştir”. Tabi ki ortada bir kazanan bir kaybeden var ama medya ve haberi tüketenler tarafından olayın okunma şekline dikkat çekmek istiyorum. Bu dil zaman zaman galibiyet ve mağlubiyetin esas nedeninin geri planda kalmasına neden oluyor. Bu dil, popüler takımın aksiyonlarına daha çok anlam yüklüyor, oyunun anlaşılması anlamında zarar veriyor.

Hafta sonu oynanan Trabzonspor – Yeni Malatyaspor maçına getireceğim lafı. 1-5 ‘lik skor ve sansasyonel Trabzonspor galibiyeti ile beraber futbol topluluğunun büyük çoğunluğundan, Trabzonspor‘un muhteşem oyunu ve ön hattı üzerinden övgüleri dinledik. Ben bu yazıda maçı Malatya üzerinden (Malatya’yı da hesaba katarak desem daha doğru olur) değerlendirmeye çalışacağım. Zira bu sonuç bir Trabzonspor galibiyetinden daha çok Yeni Malatyaspor yenilgisiydi.

İrfan Buz hoca saygı duyulması gereken bir teknik direktör hatta hak ettiği değerin verilmediğini (underrated) düşündüğüm bir futbol adamı. Ligimizdeki çoğu yerli hocanın aksine ileri düzeyde yabancı dili olan, bildiğim kadarıyla yurt dışı tecrübesi olan ve yenilikleri denemekten çekinmeyen bir hoca. Resmi ismi Süper Lig ancak resmi olmayan ismi Türkiye 4-5-1 Lig’i olan ligimizde, geçen sezon bazı maçlarda 3’lü savunma denediğine tanık olduk (En iyi hatırladığım maç 3-1 kaybettikleri Galatasaray maçı).  İrfan hoca bu maça da 3-4-3 dizilimi ile başladı. Bu dizilim ve dizilim üzerinden oyun planından uzun uzun bahsetmek istemiyorum ancak birkaç madde ile ofansif anlamda büyük bir konfor sağlayan bu planın defansif olarak olmazsa olmazlarına göz atalım. Bu dizilimde;

  •    Stoperlerden en az birinin (ortadaki stoperin mutlaka) topla ilişkisinin üst düzey olması beklenir.
  • Kalecinin mutlaka pas istasyonuna dahil olması beklenir.
  • Stoper hattının sık sık birbirlerinin kademesine girmesi beklenir.
  • Kanat oyuncuları (orta-bek mi diyelim) mutlaka adam kovalaması duruma göre savunmayı 5’leme görevini eksiksiz yapabilmesi istenir.
  • Her bir oyuncunun taktiksel bağlılığı üst düzey olması elzemdir (Çünkü geçiş oyunlarında sık sık dizilim değişiklikleri söz konusudur.)
  • Orta alanın ortasındaki ikilinin ise üst düzey bir oyun aklına sahip olması beklenir. Genelde birisi ofansif birisi defansif sorumluluk almaktan kaçmaması gerekir.

Uzatabiliriz ama şimdilik böyle kalsın. Pozzo’dan Cruyff’a, Chapman’dan Conte’ye bir çok hocanın ana plan olarak tercih ettiği, Pochettino, Wenger, Lippi gibi hocaların da zaman zaman oynattığı bu düzen iyi uygulanırsa her rakibe zorluk çıkarak niteliktedir. Ancak, şunu da eklemek gerekir ki oyuncular açısından uygulaması da bir hayli zordur.

Şimdi Trabzonspor maçından bazı görüntülere göz atıp yukarıdaki maddeleri hatırlayarak ilişkiler kuralım.

Alttaki görsel 1. golde Hamsik’in asisti öncesinden. Semih ve Wallace, Hamsik ve Waka ile kalıyor. Mustafa önde yakalanıyor, Wallace gereksiz yere fazlaca topun olduğu pozisyona yanaşmış ve Haddadi çevre kontrolü yerine topun olduğu bölgeye odaklanıyor. Bakasetas ceza sahası içine kolay bir koşu yapıyor ve maç henüz başlamadan Trabzonspor öne geçiyor.


Alttaki görsel ise 2. gol öncesinden. Buğra top ile çıkmaya çalışıyor. Stoperler çok geride, Mallan ve Aabid ise çok önde yakalanıyor. Bomboş bir orta alan, az sayıda pas opsiyonu, Gervinho ve Bakasetas’tan ani baskı ve rahat bir gol.


Altta yer alan, bir sonraki görsel, 3. golde Waka gol pasını yapmadan hemen önce. Maç içinde çoğu kez olacağı gibi Waka, yine Semih ile bire bir kalıyor. Çalım atmak ki (Semih’i kolaylıkla geçebilir), Gervinho’ya ara pası çıkarmak ve Djaniny’ye ortalamak gibi üç tane seçeneğe sahip ve oldukça rahat. İkincisini tercih ediyor ve gol geliyor. Yine her iki bekin defansif aksiyonda eksiklikleri ve stoperlerin çevre kontrol sorunları göze çarpıyor. Biraz hafifletici unsur ise bu golün çok iyi bir kontra atak golü olması... (Trabzonspor'un bu kontra atağı derslikti bu arada)



Son görsel; 4. gol öncesi Gervinho’ya derin pas sağ kanat (Mustafa) yine adam kovalamıyor, solda ise Karim Hafez ise kapatmaya çalışıyor. Pozisyonun devamında Waka değil orta alandan kanada yanaşan Hamsik atacak golü. Hatta, pozisyonu tekrar izlerseniz göreceksiniz;  Mustafa 3 Trabzonsporlu oyuncudan sonra yalan bir koşuyla Hamsik gol vuruşunu yaptıktan sonra anca ceza sahasında beliriyor (Not: Mustafa’nın 83 dakika oyunda kalması korkunçtu) 



Özellikle Malatyaspor’un kanatlarının defansif olarak zafiyetleri mağlubiyetin ana nedeni gibi görünüyor. Bilemiyorum, İrfan hoca kanatları sağ ve sol stoperler ile karşılamayı planlamış olabilir ancak bu sefer de orta alan oyuncularından sık sık stoper bölgesine yanaşması beklenir ki bunu da maç boyunca pek göremedik.

Neticede ligimizde farklı şeyler deneyen hocaların sabredilirse başarılı işler yaptıklarını gözlemledik. Sumudica bunun en yakın örneklerinden biri ancak Sumudica defansif aksiyonu ön planda tutmayı tercih ederek bunu yaptı. İrfan hocayı ilgiyle izlemeye devam edeceğim. Her ne kadar zayıf ve taktiksel bağlılık konusunda sorunlar yaşayacak bir kadroya sahip olsa da iyi işler yapması beni şaşırtmaz. Tabi ki bu ağır yenilginin nedenlerini iyi tahlil ederse… Defansif zihnin ön planda olmadığı 3-4-3 her hafta bu tip sonuçlara gebe. Bu oyunun modern anlamda en iyi uygulayıcılarından biri olan Conte, Chelsea’de 4-2-3-1 düzeni ile bir başlangıç yapıp sonradan 3-4-3’e geçiş yapmıştı. Bunun nedeni sorulduğunda ise “Her maç çok sayıda pozisyon bulup çok sayıda pozisyon veriyorduk ve bu benim için kabul edilemez. Bu nedenle 3-4-3’e geçtik ve takım savunmasını oturtmayı başardık” demişti. Bu taktiksel anlayışın savunma kısmı önceliklendirilmeden düşünülmesinin sonuçları sıkıntılı olaraktır. İrfan hoca umarım bu konuya bir çözüm bulur.

Bu arada İrfan Buz hocanın oynatmaya çalıştığı oyunun modern anlamda en iyi uygulayıcılarından biri Walter Mazzarri'dir. Mazarri için Hamsik'e seviye atlatan hoca desek yanlış olmaz sanırım. Hamsik maçta Malatya'nın planının zayıf yönlerini maç başlar başlamaz okumuştur diye düşünüyorum. Hamsik demişken kısaca Trabzonspor tarafından da bakalım. Trabzonspor açısından sansasyonel bir başlangıç oldu. Djaniny geçen seneden çok daha başarılı olacağının sinyallerini verdi. Defansif olarak sorunlar devam ediyor. Özellikle defansif yönü ağır basan ve Hamsik ve Bakasetas’ın arkasını toplayacak bir transfere ihtiyaç var gibi görünüyor. Siopis (koşullar düşünüldüğünde) uygun bir isim gibi.

Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkürler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilet Transferi Üzerine Bir Fikir

Une Equipe, Une Famille, Une Herrera!

Trabzonspor'un Mali Durumu Üzerine